Bir varmış, bir yokmuş. Allah’ın kulu pek çokmuş. Çok söylemesi çok günahmış. Evvel zamanda Keloğlan’ın yaşamakta olduğu şehrin padişahına çok güzel bir yorgan hediye getirmişler. Padişah “Bu yorganı çok beğendim,…
Bir varmış bir yokmuş, bir padişah varmış. Bu padişah kırk perili denen bir memlekette bir kız sevmiş. Kıza Yarım Elma derlermiş. Padişah az uğraşmış, çok uğraşmış, bu kızı bir türlü…
Kocamış bir tilki, ama dişlilerden,Bir hayli tavuk, tavşan yemişlerden,Tuzağa tutulmuş sonunda; ve nasılsa kurtulmuş. Kurtulmuş ama, kuyruğu da bırakmış kapanda. Utancından ölecek… Ne yapsın? İstemiş bütün tilkiler de ona benzesin……
La fontaine masallarından kısa bir masal örneği; İki katır yürüyormuş yan yana,Biri yulaf yüklüymüş, biri para:Köylülerden tuz vergisi toplamışlar,Koca bir heybe dolusu mangır.Para yüklü katırda bir çalım, bir çalım,Başı havalarda,Boynunda…
Günlerden bir gün, tarla faresinin canı sıkılmış, gezintiye çıkmış. Zavallıcık başına gelecekler ne bilsin, kalkmış, bir kurbağayla arkadaş olmuş. Bu kurbağanın niyeti hiç iyi değilmiş. Dostluk nişanesi olarak, farenin ayağını…
Bir zamanlar var iken, bir zamanlar yok iken, dağ fare doğurmuş, kanatlanmış uçmaya. Balık kavağa çıkmış, söğüt dalı biçmeye. Develer saraya girmiş, hörgücünü ölçmeye. Bir kantar akıl ister, şu masalı…
En son teknolojik buluşların sergilendiği “Robotlar Fuarını dolduran yüzlerce kişi, engebeli araziler için geliştirilen insan şeklindeki modellerin yarışını izliyorlardı. Her biri milyonlarca dolar kıymetindeki robotlardan bazıları, önlerine konan engellere takılıp…
Hazreti Ömer (r.a.). Halife. Bir gece. Makamında ashaptan biri ziyaretine gelir. Selam verir. Selamı alınmamıştır. Oturur. Ömer işiyle meşgul. Sahabe bekler. Ömer çalışır. Selam alınmamış, yüzüne bile bakılmamıştır. İş biter….
Bir zamanlar, uzak ülkelerin birinde adamın birinin bir keçisiyle bir de eşeği varmış. Keçi: “Ona benden daha iyi bakıyorlar! Onu benden daha iyi yediriyorlar!” diye eşeği kıskanmış. Bir kurnazlık düşünmüş,…
Türk Kültüründe Masallar ve Keloğlan Yazılı edebiyatın henüz gelişmediği dönemlerde sözlü olarak gelişen edebî anlatılar, temel olarak aynı taslak özelliklere riayet edip, coğrafya ve kültür farklılıklarına göre birtakım değişikliklerle günümüze…