Artık yavaş yavaş bahar geliyordu. Çiçekler ekiliyor, ağaçlar budanıyor, bahçesi olanlar gübre ve temizlik işini hız kesmeden yapıyorlarmış. Bu işler şehrin her yerinde devam ederken, Kemal isminde bahçeyle uğraşmayı çok seven birisi varmış. Çiçekçi Kemal’in Tuğçe isminde 7 yaşında bir kızı varmış ve tüm bahçe işlerini onunla beraber yaparmış.
Tuğçe babasını dikkatlice izler, bazı konularda yardım da edermiş. Her sene mart ayında çiçekçi Kemal budama yapar, çiçeklerin topraklarını havalandırır, gübrelerini verir ve yeni yeni fidanlar ekermiş.
O hafta sonu hava çok güzelmiş ve babası hemen bahçeye inmiş. Tuğçe anneannesiyle beraber kahvaltı ediyormuş,
-“Nereye baba?
-“Bugün hava çok güzel kızım, bahçede de çok iş var. Kahvaltını bitirince yardım etmek istersen asla hayır demem.” demiş babası gülerek.
Tuğçe hızlıca kahvaltısını etmiş, üzerine rahay bir şeyler giyinip hoooop babasının yanına inmiş. Babası saksıların topraklarını yeniliyormuş ama çok hızlı bir sekilde çalışıyormuş.
-“Bir enerji öpücüğü alabilir miyim sizden Tuğçe hanım?
-“Tabiki de!” demiş Tuğçe gülerek ve hemen babasını öpmüş.
Çiçekçi Kemal Tuğçe’ye mor bir saksı vermiş,
-“Al bakalım bu saksıyı. Buna toprak doldur sonra da istediğin bir çiçeği ekelim. Bu saksı senin olsun.” demiş
-“Ben yapabilir miyim ki? Yani ya düzgün ekemezsem?
-“Yaparsın tabii kızım, merak etme ben sana yardım edeceğim. Hem toprakla vakit geçirmek çok iyi bir şey. İnsan huzurlu hissediyor kendini. Ayrıcaaaaa onlara bakmak, can sularını vermek sonra da büyümelerini izlemek çok güzel bir şey.” demiş babası.
Tuğçe babasının verdiği saksıyı almış ve başlamış toprak ve gübre doldurmaya. Küçük bir kürekle babasının söylediği kadar saksıyı doldurmuş. Çiçekçi Kemal rengarenk çiçekler almış, Tuğçe onları görünce daha da heveslenmiş. Tuğçe çiçeklerin arasından turuncu renkli olanı seçmiş ve onu ekmek istemiş.
Babasının yardımıyla saksıya doldurduğu toprağın ortasını açmış ve ve çiçeği ekmiş sonra da toprakla etrafını kapatmış. Babası,
-“Şimdi biraz su ver bakalım kızım, bu vereceğin su can suyu oluyor ve çok önem taşıyor.”
Tuğçe minik elleriyle çiçeğe biraz su vermiş ve bu bahçe işinden çok keyif almış.
-“Çiçeklerin suyunu, güneşini iyi ayarlaman lazım. Ama en önemlisi sevgini ve ilgili eksik etmemelisin. Onlarlar insanlarla, hayvanlarla konuştuğun gibi konuşmalısın.
-“Ama baba, bitkiler karşılık veremez ki? Ben ne kadar konuşsam da cevap veremezler.
-“Olsun kızım, bitkiler de canlıdır ve konuşamasalar bile bizi anlarlar, sevildiklerini hissederler ve daha güzel açarlar.” demiş babası. Tuğçe babasının dediklerini kulağına küpe yapmış ve ilk çiçeğini ilgiyle yetiştirmeyi hiç ihmal etmeyeceğine dair kendine söz vermiş.
EĞİTİCİ MASALLAR MASAL SARAYINDA..