Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde deniz kıyısında güzel bir kasaba varmış. Burada karısıyla birlikte yoksul bir balıkçı yaşarmış. Balıkçı ve karısı çok iyi kalpliymiş. Çevrelerindeki insanlara ellerinden geldiği kadar yardım ederlermiş.Bir gün balıkçı teknesiyle denize açılmış. Kocaman bir balık tutmuş. Fakat balık birden konuşmaya başlamış. Demiş ki: “Ey balıkçı! Bırak beni!” Balıkçı balığın konuştuğuna şaşırmış. “Konuşuyorsun!” demiş hayretle. “Nasıl oluyor bu?” “Neden olmasın?” demiş balık. “Aslında her şey konuşuyor ama siz insanlar duymuyorsunuz.”“Neden seni bırakmamı istiyorsun?” “Çünkü benim yeni doğmuş yavrularım var. Onların da bir anneye ihtiyaçları var. Henüz çok küçükler.” Balıkçı, balığı yavruları olduğunu duyunca hiç düşünmeden onu denize bırakmış. Balık: “Teşekkür ederim balıkçı,” demiş. “Gün gelir benim de sana bir iyiliğim dokunur.”Günler geçmiş. Yaşlı balıkçının karısı hastalanmış. Doktor iyileşmesi için kasabaya gidip tedavi olması gerektiğini söylemiş. Ama balıkçının hiç parası yokmuş ki! Üzgün bir şekilde deniz kıyısına inmiş. Ne yapacağını düşünüyormuş. O sırada bir ses suymuş. Ona sesleniyormuş. “Hey balıkçı! Neyin var? Neden böyle üzgünsün?”Balıkçı olup biteni anlatmış. Balık demiş ki: “Üzüldüğün şeye bak, her şeyin bir çaresi vardır. Sen beni burada biraz bekle!” Biraz sonra ağzından kocaman bir inci tanesiyle çıkagelmiş balık. “Bu da benim sana hediyem. Bunu satarsan eşini kolayca tedavi ettirebilirsin.” Balıkçı gözlerine inanamamış. Gerçekten de büyük ve çok güzel bir inciymiş.“Teşekkür ederim,” demiş balığa. “Hiçbir iyilik karşılıksız kalmaz,” demiş balık. Gülümsemiş balıkçı. Balığa binlerce kez teşekkür etmiş. “Yine görüşürüz,” demiş balık. “Cup!” diye suya dalmış. Balıkçı ertesi gün inciyi satıp eşini kasabaya götürmüş. Eşi kısa sürede iyileşmiş.O günden sonra balıkla dostlukları devam etmiş. Birbirlerine her zaman yardım edip mutlu yaşamışlar. Arkadaşım senin en iyi dostun olan hayvan hangisi?