Bir zamanlar, büyük bir ormanın kenarında, küçük bir köy vardı. Bu köyde, her şeyin en güzel haliyle var olduğu, yemyeşil ağaçların, rengarenk çiçeklerin olduğu bir evde, Anne Nazlı ve kızı…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Çok uzak diyarlarda dağların eteklerinde sadece kuşların…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalabalık bir köyde yaşayan Mine adında bir kız varmış. Mine, hayaller kurmayı çok sever, ama kendisini her zaman diğerlerinden üstün görürmüş. “Gökyüzünü bile…
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak bir köyde, yaşlı bir kadın, küçük bir kır evinde tek başına yaşarmış. Bu kadın o kadar sabırlı ve çalışkanmış ki, köydeki herkes ona saygı gösterirmiş….
Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, çok uzak bir köyde, herkesin yardıma koştuğu, gönlü geniş bir kadın yaşarmış. Bu kadın öyle cömertmiş ki, sahip olduğu her şeyi başkalarıyla paylaşmak için…
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, denizin kenarında, uzak diyarlarda bir köy varmış. Bu köyde, minik ama cesur bir kuzu yaşarmış. Bu kuzunun adı Pırıl’mış, çünkü tüyleri sabah güneşi…
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Ağaçların çok ama kuru olduğu, suların boz…
Bir varmış, bir yokmuş… Güzel bir sabah, küçük Elif gözlerini açmış. Heyecanla yatağından fırlamış ve hemen annesinin yanına koşmuş. Annesi mutfakta kahvaltı hazırlarken Elif neşeyle, “Anne, bugün ne yapacağız?” diye…
Bir zamanlar, şehrin en eski köşesinde, büyük ve gizemli bir müze vardı. Gündüzleri insanlar müzeyi gezip eski eserleri, heykelleri, tabloları ve diğer tarihi objeleri inceleyerek hayran kalırlardı. Ama kimse, gece…
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak bir köyde, ormanın derinliklerinde yaşayan küçük bir kız varmış. Adı İzel’miş. İzel, çok meraklı ve hayal gücü geniş bir çocukmuş. Günlerini ormanda koşarak, ağaçlara tırmanarak…