Bir zamanlar, büyük ve kalabalık bir şehirde, küçük bir çocuk yaşardı. Adı Ekin’di. Ekin, çok neşeli ve maceracı bir çocuktu. Bir gün, babasıyla birlikte parktan eve dönüyordu. Ekin’in babası, her…
Bir zamanlar, Kaan adında bir çocuk yaşardı. Kaan, çok neşeli ve enerjik bir çocuktu, ama bir sorunu vardı: Kahvaltı yapmayı hiç sevmezdi. Her sabah annesi ona kahvaltıyı hazırlayıp sofraya getirirken,…
Küçük Kaan, Ramazan ayının başından beri sabırsızlanarak orucunu tutmayı bekliyordu. Anneleri ve babasıyla birlikte evlerinde huzurlu bir Ramazan geçireceklerini biliyordu. Kaan, ilk kez bu yıl oruç tutmaya karar vermişti ve…
Yaz tatili gelmişti! Okullar kapanmış, çocuklar oyunlar oynayıp tatilin tadını çıkarmaya başlamıştı. Ama Burcu ve Ateş için bu yaz tatili biraz farklı olacaktı. Bir gün anneleri onlara sürpriz bir haber…
Bir varmış, bir yokmuş… Uçsuz bucaksız bir ormanda, birbirinden güzel ağaçlar yaşarmış. Kimi uzun, kimi kısa, kimi çiçek açar, kimi meyve verirmiş. Bu ormanda her şey uyum içindeymiş, ta ki…
Bir zamanlar, küçük ve şirin bir köyde, bahçesinde kocaman bir erik ağacı olan huysuz bir dede yaşardı. Köydeki çocuklar bu erik ağacına bayılırdı çünkü her yaz dalları sarkan mor eriklerle…
Far out in the ocean, where the water is as blue as the prettiest cornflower, and as clear as crystal, it is very, very deep; so deep, indeed, that no…
Bir zamanlar, küçük bir okulda iki yakın arkadaş vardı: Burak ve Yılmaz. İkisi de aynı sınıfta okuyorlardı ve çoğu zaman birlikte vakit geçirirlerdi. Ancak, Yılmaz biraz unutkan bir çocuktu ve…
Bir zamanlar Ekin ve Esin adında iki kardeş yaşarmış. Ekin, sakin ve düşünceli bir çocuktu, Esin ise enerjik ve her zaman gülümseyen bir kızdı. Aileleri, onları her zaman sevgiyle sarar,…
Küçük Oğuz, her sabah annesinin yanına gelir ve ona gözleri parlayarak “Anne, bugün namazı nasıl kılacağız?” diye sorar. Annesi, sabırla ve sevgiyle ona namazın her adımını öğretirken, Oğuz her defasında…