Bir zamanlar bir kraliçe vardı; ama ne hikmetse hiç çocuğu olmuyordu. Her sabah bahçeye inip kendisine bir erkek veya kız çocuk ihsan etmesi için Tanrı’ya yalvarıyordu. Derken gökten bir melek…
Bir varmış bir yokmuş, Anadolu’nun güzel bir köyünde, mis gibi kokan döneriyle ünlü bir dönerci dükkanı varmış. Dükkanın adı “Döner Rüyası” imiş. Dönerci Hasan Efendi, yıllardır köyde tek başına döner…
Bir zamanlar bir kız vardı; o kadar tembeldi ki, hiç iplik bükmek istemiyordu. Annesi ne söylerse söylesin kız bildiğini okudu. Sonunda annesi çok öfkelendi, sabrı tükendi ve ona dayak attı….
Bir zamanlar, şehrin en eski köşesinde, büyük ve gizemli bir müze vardı. Gündüzleri insanlar müzeyi gezip eski eserleri, heykelleri, tabloları ve diğer tarihi objeleri inceleyerek hayran kalırlardı. Ama kimse, gece…
Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, Zeynep adında küçük bir kız varmış. Zeynep, kocaman gözleri ve kocaman bir kalbi olan, neşeli ve meraklı bir çocukmuş. Zeynep’in en sevdiği şeylerden biri,…
Once upon a time, there was a very poor miller. Before he died, he divided all his belongings among his three sons. He gave the mill to the eldest son,…
Bir zamanlar uzak diyarların birinde, geceyi asla uyumadan geçiren bir grup çocuk yaşarmış. Geceleri, yavaşça düşen kar tanelerinin sessizliğinde, gökyüzü mavi ve ay parlakken, o çocuklar gözlerini kapatmaz, oyunlarını sürdürürlermiş….
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak bir köyde, ormanın derinliklerinde yaşayan küçük bir kız varmış. Adı İzel’miş. İzel, çok meraklı ve hayal gücü geniş bir çocukmuş. Günlerini ormanda koşarak, ağaçlara tırmanarak…
Bir varmış bir yokmuş, yemyeşil yaprakların dans ettiği, rengârenk çiçeklerin parladığı, neşeli bir ormanda tatlı, minik bir maymun yaşarmış. Bu minik maymunun adı Kıvrık’mış. Kıvrık, parlak kahverengi tüyleri ve kıvırcık…
Bir zamanlar, gökyüzünün en mavi olduğu, çiçeklerin en güzel açtığı, rüzgarların en hafif estiği bir köyde, rengarenk kanatlarıyla bir kelebek yaşarmış. Adı Morina’ymış. Morina, diğer kelebeklerden farklı olarak, dünyayı hep…