Bir varmış, bir yokmuş… Uçsuz bucaksız bir ormanda, birbirinden güzel ağaçlar yaşarmış. Kimi uzun, kimi kısa, kimi çiçek açar, kimi meyve verirmiş. Bu ormanda her şey uyum içindeymiş, ta ki…
Bir zamanlar, küçük ve şirin bir köyde, bahçesinde kocaman bir erik ağacı olan huysuz bir dede yaşardı. Köydeki çocuklar bu erik ağacına bayılırdı çünkü her yaz dalları sarkan mor eriklerle…
Far out in the ocean, where the water is as blue as the prettiest cornflower, and as clear as crystal, it is very, very deep; so deep, indeed, that no…
Bir zamanlar, küçük bir okulda iki yakın arkadaş vardı: Burak ve Yılmaz. İkisi de aynı sınıfta okuyorlardı ve çoğu zaman birlikte vakit geçirirlerdi. Ancak, Yılmaz biraz unutkan bir çocuktu ve…
Bir zamanlar Ekin ve Esin adında iki kardeş yaşarmış. Ekin, sakin ve düşünceli bir çocuktu, Esin ise enerjik ve her zaman gülümseyen bir kızdı. Aileleri, onları her zaman sevgiyle sarar,…
Küçük Oğuz, her sabah annesinin yanına gelir ve ona gözleri parlayarak “Anne, bugün namazı nasıl kılacağız?” diye sorar. Annesi, sabırla ve sevgiyle ona namazın her adımını öğretirken, Oğuz her defasında…
Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, uzak bir krallıkta Diana ve Ariana adında iki prenses yaşarmış. Diana, ne kadar çalışkan, yardımsever ve iyi kalpli bir prensesse, Ariana o kadar tembel,…
Bir zamanlar yemyeşil ağaçların süslediği, neşeli kuşların şarkılar söylediği küçük bir kasabada, sıcacık bir ilkokul varmış. Bu okulda her gün kahkahalar yükselir, çocuklar merakla yeni şeyler öğrenirmiş. Bir gün öğretmenleri,…
İki kız arkadaş, Diana ve Ariana, bir araya gelerek hayallerindeki takı standını açmaya karar verirler. Küçük bir köyde yaşayan bu iki arkadaş, her zaman birlikte vakit geçirir ve ortak bir…
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, yemyeşil vadilerden süzülerek akan bir nehir varmış. Bu nehir berrak, serin ve nazik akışıyla çevresine hayat verirmiş. Ağaçlar, çiçekler ve hayvanlar onun sayesinde susuzluklarını…